Sizden Batman Olur muydu?
Bundan yıllar önce asgari ücretten hallice bir maaşa çalışırken hayallerimden birisi de "patron sabahları" oluyordu. Mesai saati başlamadan işe yetişme telaşesini yaşarken aklımda hep "acaba patronların sabahları nasıl?" diye geçerdi. Ve şöyle bir sabah hayal ederdim. Kalkıyorum, ormanda yürüyüşe gidiyorum. Sonra gölü gören manzaralı bir yerde durup şınav ve mekiklerimi yapıyorum. Eve dönerken fırına uğrayıp sıcacık simitlerden bir kaç tane alıyorum ve duştan sonra keyifli bir kahvaltı ettikten sonra işe gidiyorum. Simit konusunda önemli not: simit Ankara simididir, Istanbul'da yediğiniz susamlı halkaların ne olduğunu bilmiyorum ama simit değiller, tartışın :) O zamanlardaki gerçekliğim ise daha çok şöyle sabahlardı. Geç saate kadar televizyon seyrettiğim için zaten çalar saati 5. kez erteledikten sonra zaten duş alıp evden çıkacak ancak vakit kalıyor. İşe giderken poğaça almak zorunda kaldığım için de mesai saatinin başı (yarım saat belki daha fazlası)