Bana Anlatma Kardeşim!

O: "ama şöyle oldu"
Ben: "Bahaneler burun gibidir, herkeste vardır"

Bu konuşmayı ekibim ve çevremdeki hemen herkesle en az bir kez yaşamışızdır. ("kurt puslu havayı sever", "aslanların yaptığını yapması gerekene kadar herkes aslan olmak ister" ve "hayal ettiğin yerde değilsin, ne televizyonu?!" konuşmalarımın ardından sanırım 4. veya 5. en sık yaptığım konuşma bu)
İşin aslı; bahanelere alerjim var. Son iki yılda gelişti aslında, öncesi ben de şu anda çevremde gördüğüm pek çok kişi gibi bahanelerle yaşıyordum.
  • "Onu alacak param yok"
  • "Bunu yapmasını bilmiyorum"
  • "Müşteri fiyatı yüksek buldu"
  • "Adam torpilliydi"
  • "Dün geç yattım"
  • "Sabah erken kalktım"
  • "Açım"
  • "İş yok"
  • "Tecrübesizim diye almadılar"
  • "Mühendis değilim"
Bunlar gibi onlarca bahaneyle her gün kendimi bir şeyler yapmaktan alıkoyuyordum. Yeni yeni farkediyorum ki aslında şu anda bulunduğum konum ile o günler arasındaki tek engel kendime uydurduğum bu bahanelermiş. "Bir şeyi yapmak isterseniz bir yolunu, istemezseniz bir bahanesini mutlaka bulursunuz" sözü bence birçok kişinin durumunu özetliyor.
Böyle konuştuğumu duyanlar önce biraz tepki gösteriyor ama biraz sohbet edince aslında sorunun yani hayallerini gerçekleştirememelerin tek nedeninin kendileri olduğunu anlıyorlar. Diyelim ki işinizi sevmiyorsunuz; ama başka işe geçmek için de yeterince donanımınız veya bilginiz de yok. Son 1 hafta içerisinde televizyon seyredecek vaktiniz olduysa, bu sadece bahanedir. Elinizde internet kadar güçlü bir araç varken "bilmemek" ayıp. En basit Google araması bile size istediğiniz konuda neredeyse sonsuz bilgi getirebiliyor. Sordunuz mu?
Sormak da yetmiyor aslında, okuduklarınızı uyguladınız mı? Bir ara çok popüler olan "O.D.U.N." konusu vardı;
  • Oku
  • Düşün
  • Uygula
  • Neticelendir
Yani interneti sosyal medyada zaman öldürmek için veya futbol maç özetlerini izlemek dışında kullanmak zaten yeterli. Bilgiye ulaşmak çok kolay. Görüldüğünüz gibi "bilmiyorum" kendimize uydurduğumuz yüzlerce bahaneden sadece biri. Takıldığımız yer bilgiye ulaşmak değil, takıldığımız yer; çalışmak. Televizyon izlemek yerine yeni bilgiler edinmek. Arkadaşlarımızla boş oturmak yerine bizi ileriye götürecek insanlarla zaman geçirmek. Evet kankalarla kafede oturmak güzel ama size ne katıyor? Bulunduğunuz durumdan (maddi veya manevi) memnun değilseniz bir kafede oturup bu konuda şikayet etmek durumunuzu değiştirmez. Evet kankitonuz çok ciciş bir şekilde sizi dinler ama bunun yerine durumu değiştirmek için elinizden geleni yapsanız daha mantıklı olmaz mı?
Her şeyin bir bahane olduğuna çok somut bir örnek daha gördüğüm için bunları toparlamak istedim. Bakınız bahane üretmek yerine nasıl da sorununa çözüm bulmuş.
Bahane: LinkedIn CEO'su Jeff Weiner'i tanımıyorum.
Çözüm: Yazayım bakalım
Sonuç:
Yaşım ortaya çıktığı için böyle şeyler yazmak hoşuma gitmiyor ama "bizim zamanımızda böyle bir güç yoktu". O zamanlar ünlü biriyle asansöre binmek bile büyük olaydı, bırakın istediğimiz zaman ulaşabilmeyi. Dolayısıyla "tanımıyorum", "bilmiyorum" gibi bahaneler öne sürdüğünüzde söylediğiniz tek şey aslında "tembelim" oluyor.
İstediğiniz her şeye ulaşmanızı engelleyen tek şey; çözüm bulmaya harcamanız gereken enerjiyi bahane bulmaya harcamanız.

Comments

Popular posts from this blog

Sadece Hayal Kurmak Sizi Bir Yere Götürmez

Sizden Batman Olur muydu?